“Delta varyantı ne kadar tehlikeli?”, “Kısıtlamalar geri gelecek mi?”, “Aşı olmalı mıyım?” gibi soruların cevaplarını daha net bir şekilde bulabilmemiz için bu konuda bilgi paylaşımı yapabiliriz.
Dünyada ve ülkemizde COVID-19 pandemisi devam ediyor. Yeni varyantlar ortaya çıkarken, özellikle delta varyantı konusu ağırlık kazanırken yeni bir konu başlatmanın doğru olacağını düşündüm.
Resim: Yale Medicine
Delta varyantı hakkında bilmemiz gereken 4 şey
İnsanlar, bu yazın başlarında pandeminin arka plana gerileyeceğine dair umutlar beslemeye başlasa bile, hâlâ yeni koronavirüs mutasyonlarının “pandeminin alevini körükleme” riski var ve bu eskisinden de kuvvetli olabilir.
Şu anda en büyük kaygı kaynağı, koronavirüsün (SARS-CoV-2) yüksek bulaşıcı özelliğe sahip delta varyantı. Bu varyant, geçtiğimiz aralık ayında ilk olarak Hindistan’da tespit edilmişti ve bütün dünyaya hızlıca yayılarak “baskın varyant” olma niteliği kazandı.
ABD Hastalık Kontrolü ve Önlenmesi Merkezi (The Centers for Disease Control and Prevention - CDC) delta varyantını grip ve nezleden daha da bulaşıcı olduğunu; bu varyantın bulaşıcılığının çiçek virüsü, MERS, SARS ve Ebola virüslerinden de yüksek olduğunu belirtiyor. Vakaların hızlıca yayıldığı ve ciddi sonuçlara yol açtığı yerler düşük aşılanma oranlarının olduğu bölgeler olarak karşımıza çıkmakta. Hastaneye yatma ve ölümlerin yine aşısızlar arasından olduğu görülmekte.
Yale Medicine’den pediatrik bulaşıcı hastalıklar ve aşı uzmanı Dr. İnci Yıldırım şu anda olanlar karşısında şaşırmadığını dile getiriyor ve ekliyor: “Bütün virüsler zamanla evrimleşir ve yayılıp kopyalandıkça değişimler geçirir.”
Şu ana kadar koronavirüse karşı aşılarını tamamlamış kişilerin COVID-19 karşısında korumalarının aşısız kişilerle karşılaştırıldığında güçlü bir şekilde devam ettiğini biliyoruz. Ancak, henüz aşı olmamış ve hiçbir önlem almayan kişilerin ise bu yeni varyant karşısında yüksek risk taşıdıklarını uzmanlar vurgulamaktalar.
Peki delta varyantı hakkında bilmemiz gerekenler neler? 4 başlık altında aşağıda yer alıyor:
1. Delta, diğer varyantlara göre daha bulaşıcı
Epidemiyolog Dr. F. Perry Wilson, delta varyantını benzersiz yapan şeylerden birisinin onun hızlıca yayılma özelliği olduğunu söylüyor ve şunları ilave ediyor: “Dünya çapında delta varyantı pandeminin yayılmasını kesinlikle ivmelendirmiş bulunuyor”. İlk delta varyantı Aralık 2020’de tespit edildi ve çok geçmeden virüsün baskın varyantı hâline geldi. Haziran sonunda delta, ABD’de vakaların %80’den fazlasının sebebi olarak bilinmekte.
Dr. Wilson, delta varyantının alfaya oranla %50 daha hızlı yayıldığının raporlandığını ifadesini aktarıyor. “Herkesin aşısız olduğu veya kimsenin maske giymediği bir ortamda orijinal koronavirüs ile enfekte olmuş bir kişinin diğer 2,5 kişiye virüsü bulaştırır,” diyen Dr. Wilson, “Aynı ortamda delta varyantı ise bir kişiden 4 kişiye kadar bulaşabilir.” beyanında bulunuyor.
2. Aşılanmamış insanlar risk altında
Henüz COVID-19’a karşı aşılarını olmamış veya tamamlamamış insanlar en büyük risk altında bulunuyorlar.
Çocuklar ve gençler de aynı zamanda kaygı teşkil ediyorlar. Dr. Yıldırım şunları aktarıyor: “Yakın zamanda İngiltere’de yapılan bir çalışma gösterdi ki çocuklar ve 50 yaşının altındaki yetişkinler delta varyantı ile enfekte olmaya 2,5 kat daha fazla meyilliler”. Bugüne kadar ise 5-12 yaş arası çocuklar için hiçbir aşı birçok ülkede henüz onay alabilmiş değil.
“Yüksek yaş grupları aşılandıkça, aşısız ve genç olanlar COVID-19’un herhangi bir varyantı karşısında daha yüksek risk altında olacaklar,” diyen Dr. Yıldırım “Bununla birlikte, deltanın, önceki varyantlara göre genç yaş gruplarını daha fazla etkilediği görülüyor.” ifadelerini kullanıyor.
3. Delta, “aşırı yerel” salgınlara yol açabilir
Bu konu hakkında Dr. Wilson şunları söylüyor: “Eğer delta pandemiyi ivmelendirecek şekilde yeterince hızlı yayılmaya devam ederse, en büyük soru ‘yükselen geçirgenlik’ hakkında olacak: Ne kadar insan delta varyantını kapacak ve ne kadar hızlı yayacak?”
“Cevaplar kısmen nerede yaşadığınıza ve yaşadığınız yerde ne kadar insanın aşılandığına göre değişebilir.” diyen Dr. Wilson şu şekilde devam ediyor: “Ben buna ‘yamalı aşılama’ diyorum. Elinizde yüksek aşılanmış bölgeler ve bu bölgelere komşu olan sözgelimi %20 aşılanmış bölgeler var. Problem şu ki bu durum virüsün aşı oranı zayıf bölgeden yüksek bölgeye zıplamasına sebep olur.”
“Bazı durumlarda, yüksek aşı oranına sahip semtlerle çevrili düşük aşı oranlı bir semt söz konusu olabiliyor ve bu da virüsün bu sınırlarda kalmasını sağlıyor. Bunun sonucu ‘aşırı yerel salgınlar’ olabilir. Bu hâlde pandemi daha önce gördüğümüzden farklı bir noktaya gelir ve ülkenin farklı noktalarında virüsün tavan yaptığı ‘sıcak noktalar’ (hotspot) görebiliriz.”
“3 veya 4 yılda yavaşça miadını dolduran bir pandemi yerine bir defada yeterince insan aşılanırsa, vaka sayısındaki artış küçük bir zaman dilimine sıkıştırılacaktır. Bununla birlikte, eğer belli bir bölgede aşırı sayıda insan aynı anda enfekte olursa o bölgedeki sağlık sisteminin çöküşü anlamına geleceği için daha çok ölüm olacaktır.”
4. Aşı, delta varyantına karşı en iyi koruma
Kendinizi deltadan korumak için yapmanız gereken en önemli şey aşılarınızı tam olmanız. Bu noktada, bu şu anlama geliyor: Eğer, örneğin Pfizer (Biontech) gibi bir 2 dozlu aşıdan olacaksanız, her 2 dozunu da olmalısınız ve bunun ardından aşının tam etki göstermesi için tavsiye edilen süre olan 2 haftalık sürenin geçmesini beklemelisiniz. Aşılandıysanız bile bulaş riskini en aza indirmek için tedbiri elden bırakmamanız iyi olur.
“Hayattaki her şey gibi bu da süregelen bir risk analizidir,” diyen Dr. Yıldırım şunları ekliyor: “Eğer hava güneşliyse ve dışarıdaysanız, güneş kremi sürmeniz iyi olur. Eğer potansiyel olarak aşısız olan kalabalık bir toplantıdaysanız maskenizi giyer ve sosyal mesafenizi korursunuz. Eğer aşısızsanız ve aşılanmaya uygunsanız, yapabileceğiniz en iyi şey aşılanmaktır.”
Pandeminin başında açılan konu: Koronavirüs Salgını COVID-19 (SARS-CoV-2)