Yerçekimsiz Ortam Birçok Kanser Hücresini Etkisizleştiriyor Olabilir

Dış uzayda söz konusu olan çok düşük yerçekimi (İngilizce: microgravity) veya bizim gündelik yaşamda kullandığımız tabiriyle “yerçekimsiz ortam”, birçok kanser hücresini etkisiz kılıyor olabilir.

Sidney Teknoloji Üniversitesinde biyomedikal alanı öğretim üyesi olan Joshua Chou, yerçekimsiz ortamın birçok potansiyel sağlık faydasının olduğunu düşünüyor ve 2014’ten beri yerçekimsiz ortamın insan vücudundaki hücreleri nasıl etkilediğini araştırıyor.

https://www.abc.net.au/news/image/11454560-3x2-940x627.jpg

Chou ve beraberindeki araştırma takımı, önümüzdeki yılın (2020) ilk aylarında Uluslararası Uzay Üssü’ne (International Space Station = ISS), kanser tedavisi için yerçekimsiz ortamı baz alan yeni bir metodu test etmek için seyahat edecekler.

Chou, bu araştırması için ilham kaynağının Stephen Hawking ile yaptığı bir konuşmadan geldiğini belirtiyor. Bu konuşma sırasında Hawking, bu evrendeki hiçbir şeyin yerçekimine karşı koyamayacağını dile getirmiş.

Daha sonra Chou, bir arkadaşına kanser tanısı konulduğunda, Hawking’in ona söylediklerini hatırlamış ve merak etmeye başlamış: “Eğer yerçekiminin dışına çıkartırsak kanser hücrelerine ne olur?”

Basitçe söylemek gerekirse kanser, hücrelerin kontrolsüzce bölünmeye başladığı, vücudun diğer bölgelerine yayıldığı ve oraları ele geçirdiği bir hastalık. Kanser hücreleri bunu, vücutta tek parça bir tümör oluşturmak üzere bir araya gelerek yaparlar ve daha sonra sağlıklı dokuları (akciğer, kalp, beyin, karaciğer gibi) istila etmek üzere sinyal alana kadar büyürler.

İşte kanser araştırmalarındaki en büyük engellerden birisi, tam da bahsedilen bu noktaya ne zaman varıldığının kimse tarafından kesin olarak bilinmemesidir. Fakat, kanserin büyüdüğü ve yayıldığı bu süreç, hücrelerin birbirlerini “hissedebildiği” ve birbirlerine çekilebildiği bir “vasıtanın” olduğuna işaret ediyor.

Ancak, biyomedikal araştırmacıları farkındalar ki kanser hücrelerinin birbirlerini “hissedebilmeleri” sadece mekanik kuvvetlerin etkin olmasıyla mümkün ve bu kuvvetler ise yerçekiminin olduğu yerlerde çalışıyor. Bu gerçek de Chou’yu, yerçekiminin olmadığı bir durumun kanser hücrelerinin bölünmesini ve yayılmasını sekteye uğratacağı bilgisiyle bu konuda çeşitli yollar aramaya itmiş.

Chou, uzayı baz alan tıbbi araştırmalar konusunda deneyim sahibi bir akademisyen. Harvard’da çalışırken, bir kısmı Uluslararası Uzay Üssü’nde yapılan bir tıbbi projede yer almış ve bu proje, osteoporozun tedavisi için bir ilacın üretilmesiyle sonuçlanmış.

Hâlihazırda, Chou ve takımı yerçekimsiz ortamın kanser hücrelerine olan etkisini laboratuvarda zaten test etmiş bulunuyorlar. Bunun için Chou’nun yüksek lisans öğrencilerinden biri, kağıt mendil kutusu boyutlarında ve içerisinde santrifüj olan bir cihaz geliştirmiş. Farklı hastalık hücreleri santrifüj içerisindeki bölmelere konulmuş ve “düşük yerçekimi” (microgravity), basitçe yerçekimsiz ortam yaşanana kadar döndürülmüş.

Chou’nun aktardığına göre sonuçlar oldukça umut vadediyor. “Çalışmamız gösteriyor ki yerçekimsiz ortama konulduklarında, dört farklı kanser tipine (yumurtalık, göğüs, burun ve akciğer) ait hücrelerin yüzde 80 ila 90’ı devre dışı kaldı.” şeklinde konuşan Chou, “Devre dışı kalmaktan kastım, bu hücreler ya ölüyor ya da ayrışıyorlar, çünkü artık tutunamıyorlar. Bu dört kanser tipi ise öldürülmesi en zor kanser tiplerinden.”

Daha etkileyici olan şey ise, bu sonuçların hiçbir ilacın yardımı olmadan, sadece basit bir şekilde yerçekimi kuvvetlerinin değiştirilmesiyle elde edilmesi. Yerçekimsiz ortam şartlarına maruz bırakıldığında kanser hücrelerinin birbirlerini “hissetme” olanakları olmuyor ve böylece bir araya gelmekte çok zorluk çekiyorlar.

ISS’te yapılan başka bir deneye ait fotoğraf (yukarıda).

Önümüzdeki yıl (2020) gerçekleşecek olan bir sonraki aşama, özel olarak hazırlanmış bir modülde “deneylerini” Uluslararası Uzay Üssü’ne gönderecek olan bir araştırmacı takımını da kapsayacak (SpaceX, uzaya fırlatma hizmetlerini sağlayacak). Chou ve arkadaşları deney süresince (7 gün) yeryüzünde olacaklar, buradan deneyin ilerleyişini denetleyecekler ve verilerin tedarikiyle “canlı hücre görüntülemesi” yapacaklar.

Deney tamamlandığında hücreler, Dünya’ya geri dönüş yolculukları için dondurulacaklar, Chou ve arkadaşları da bu hücrelerde meydana gelen genetik değişimleri tespit etmek üzere onları inceleyecekler. Eğer Uluslararası Uzay Üssü’ndeki deneyden elde edilen sonuçlar, Chou ve arkadaşlarının laboratuvarda bulduklarını doğrularsa, Chou, yerçekimsiz ortamla aynı etkide olabilecek ve kanser hücrelerinin birbirlerini hissetmelerine engel olacak yeni tedaviler geliştirebileceğini umuyor.

İdealde, bu tedaviler hastada tek başına bir “iyileşme” için yeterli değil, fakat mevcut kademeli tedaviler için tamamlayıcı olacaklar. İlaçlar ve kemoterapi ile birleştirildiğinde, bu araştırmadan doğan tedavi yöntemleri kanserin insan vücudundaki yayılımını etkin bir şekilde yavaşlatacak ve böylelikle geleneksel tedaviler daha etkili ve kısa süreli (aynı zamanda ucuz) hâle gelecek.

Çeviri: @kontratak - Kaynak

1 Beğeni