Gelişmiş Androidler İnsan Gibi Bilinç Sahibi Olabilir mi?

İnsanın biyolojik yapısını ve davranışlarını düşündüğümüzde belli “kodların” varlığından söz etmek mümkün. Bu “kodları” daha sonra üstüne yazarak yani yenilerini öğrenerek değiştirebiliyoruz. Psikolojide en çok tercih edilen terapi yöntemlerinden olan bilişsel davranışçı terapi, en köklü bazı “kod hatalarının” bile düzeltilmesinin mümkün olduğuna bir kanıt teşkil ediyor. Peki işlem gücü en az bizim beynimizinki kadar yüksek olan bir android, bizim gibi bilinç sahibi olup kendi hür iradesini kazanabilir mi? Bilinç sahibi olmak DNA’ya sahip “organik” canlılara özgü bir ayrıcalık mıdır? Biz insanlar DNA’ları olan “organik” canlılar olduğumuz için mi bilince sahibiyiz, yoksa bunu sağlayan sadece beynimizin yüksek işlem gücü mü?

3 Beğeni

Robotlara vicdanı öğretebilir miyiz veya şu anki otonom araçlar hangi durumda, kimi kurtaracaklar, bunları kime göre neye göre belirleyecekler, bunların hepsi etken. İnsanları birbirinden ayıran binlerce şey varken robotlarda bunları nasıl sağlayabiliriz?

İnsanlık olarak bilgisayarlara öğrenmeyi öğrettik. Öğrenmeyi öğrenen bu “makineler” eğer en az bizim beynimizinki kadar yüksek bir işlem gücüne sahip olursa bilinç kazanırlar mı? Asıl soru bu.

Ben, bilinç ile organik canlılığın bir bağlantısının olduğunu düşünmüyorum, öğrenme sürecini bizim başlattığımız bir android de öğrenme sürecinin bir noktasında bilinç sahibi olacak ve hür irade kazanacaktır. Bunun önündeki engel ne olabilir ki? Bilginin işlendiği ortamın bilinç konusunda ne önemi olabilir ki?

Bu soru akla bilincin ne olduğu, insanda hür iradenin gerçekten olup olmadığı veya ne kadar mümkün olduğu sorularını getiriyor.

Bilinç, insanların öznel yorumu ile tespit edilmeye çalışılıyor. Nesnel bilgi olması için bilinci o kişinin gözünden görebilmemiz gerekirdi. Doğrudan kendisini gözlemleyemiyoruz. Tıpkı karadeliklerin gözlemlerinde olduğu gibi kendisini göremiyoruz ama çevresine etkilerinden yola çıkarak bir sonuca varmaya çalışıyoruz.

Saf işlem gücü bizden çok yüksekte olan süper bilgisayarlar mevcut ama bilinçli gibi görünmüyorlar. Bu da bilincin işlem gücü yükseldikçe zuhur etmediğini gösterebilir.

Belki de bu süper bilgisayarların sayısını artırıp sadece öğrenmeleri için çalıştırmadığımız için bilinç kazanmıyorlardır.

Evet, bizim bilinci değerlendirmemizde de kısıtlar var. Bilinç kazanan bir varlığın bilinçli olduğunu nasıl anlayabiliriz? Turing Testi yeterli mi? Semantik olarak işaretleri ne olur, bizimle nasıl iletişime geçer? Aslında bizimle iletişime geçmesi gerekli midir?

Aslında bilgisayarlara öğrenmeyi öğrettik mi tam olarak bilmiyoruz. Çin Odası Deneyi’ne göre düşünürsek bilgisayarlar aslında ne yaptıklarını “bilmeden” birtakım işlemleri yerine getiriyorlar da diyebiliriz. AlphaGo kendi kendine yaptığı maçlarla uzmanlaşarak öğrendiği GO oyunuyla Dünya GO şampiyonunu yendiğinde karşı tarafı yendiğini biliyordu fakat yenmenin ne anlama geldiğini bilmiyordu.

Bilinç ile işlem gücünü doğru orantılı ele alarak sorduğun için ona göre cevapladım. O şekilde farklı sonuçlar alınabilir.

Acaba bilmesi gerekmediği için mi bilmiyordu? Bu bilme gereksinimi ortaya çıkarsa bunu da öğrenecektir. Eksik olan şey o gereksinimin ortaya çıkmaması mı? :thinking:

İşlem gücü daha da arttıkça bilince kavuşmak üzere öğrenme olasılığı da artacaktır.

Ancak bilinç için “benlik” hissinin ortaya çıkması mı gerekiyor? Bakterilerin dahi mikrobiyal zekaya (microbial intelligence) sahip olduğu bilinip bilinçlerinin olduğu söylenirken, çok karmaşık işlemleri yapabilen “yapay zekanın” bizim bilinç olarak adlandırdığımız şeye sahip olmaması acaba ortadan kaybolma tehlikesini hissedemeyişinden midir?

Bilinç var veya yoku neye göre belirliyoruz bu önemli. Bizim gibi olan yani diğer insanlara hep verdikleri tepkiden dolayı bilinçli olduğunu düşünürüz. Tepki vermezse bilinci kapalı deriz. Bazı dini inancı olan kesimler insan dışındaki beyni olan canlılarda bilinç olduğunu düşünmez ama bilinçleri vardır. Bilinç kelimesi tam olarak neyin karşılığı ona göre yorumlanmalı. Beynimizin özelliği nedir ? kendini geliştirmesi. Kendini geliştirecek kadar gelişmiş bir sisteme sahip yapay zekanın bilinci var seviyesine gelmesi mümkün. Bize göre asıl farkı konuda tabiki bahsedilen hormonlar. Bir canlıdan farklı olarak bu sistemin işleyişini hormon etkisi gibi değiştirecek ek bir sistem gerekli. Bu ek sistem vicdan denilen kısmı da gerçekleştirir. İnsan beynine bu kadar yakın çalışan bir sisteme bilinçsiz demek doğru olmaz. Bilinci olması için illa kan mı çıksın :wink:

bataryası bitince sesi soluğu kesilen cihazlarda bilinç olsa ne olacak :slight_smile:
türkcelli arıyorum şunu mu demek istediniz ,bunu mu demek istediniz deyip duruyor ,anlamadığı için hemen mh. ne aktarıyorum deyip işin içinden çıkıyor

cihazlar kendine yüklendiği kadarını bilir ,sanki bilgisayarlar bilinç sahibi olabildi mi ?

her geçen sene daha çok ileriye gidilecektir ama hiçbir zaman his sahibi olamayacağı için her şey sanal olmaya devam edecektir

Bataryanın bittiğini anladığı vakit sesi kesilmez. Elektronik çok gelişmiş bir sistemin tehdidi insan gibi canlılar değil, büyük güneş patlamalarıdır. His olarak kastettiğiniz şey sadece veri toplama/değerlendirmedir, bunu her şekilde yapaya uyarlamak mümkün. Canlılık durumunu çok büyütüyoruz ancak gerçekte canlılık diye bir ayırım yapamayız. Belirli durumlar oluştuğunda canlılık deniliyor ve bunu taklit etmekte aynı şekilde mümkün.

insanın yapısı haddinden fazla karışık bir sistemdir ,o nedenle standart denilebilecek insan dahi yoktur

-peki bir robot olacaksa bu kim gibi olacak ?
-korkuyu nasıl algılayacak ? (misal bazen arkamızı görmesek dahi garip bir şekilde bir şeyler hissederiz)
-aşk gibi olguları nasıl yükleyeceksin ? (kimin aşkı gibi olacak)
-karar verme mekanizması standart mı olacak ,yoksa duruma göre mi olacak ,olacaksa kimin gibi olacak ?
-yemek yemeden ,yemeğin tadı nasıldır bunu nasıl hissedecek ve kime göre hissedecek (misal bir yiyeceği birisi çok sever ,başka birisi nefret eder)

yani bunun gibi bir sürü soru akla geliyor

aslında doğada cansız diye bir varlık yok ,hepsi canlı ,cansız olan ölmez
ancak hareket etmeyen ,konuşmayan ,hisleri olmadığını zannettiğimiz varlıklara cansız deme gereği doğmuştur

dünyanın kendisi bile canlıdır ve yavaş yavaş ölmektedir