İD
Ruhsal aygıtımızın en eski ve en ilkel parçası olduğu kabul edilmektedir. İçgüdülerimizi ve doğuştan varolan her şeyimizi içermektedir. İşlemleme biçimi tamamen gerçeklik ve mantıkla uyuşumsuzdur. Yani bilinçdışı kuralları (kuralsızlık) işlemektedir. Bu durumda buradaki duygu ve düşünceler zaman, yer, dış dünyaya uyum kavramı tanımazlar. Asıl olan dürtülerin tatmine ulaşmasıdır (haz ilkesi). İd bu dürtülerinin tatmin edilmesinde (boşaltılması) egoyu kullanmaktadır, egoya baskı yapmaktadır.
EGO
Çocuk büyüdükçe dış dünyanın gerçeklikleri hazza ulaşmada bazı kuralların olduğunu öğretir. Bu durumda altbenliğin bir bölümü özel bir evrimleşme göstererek egoyu oluşturur. Egonun asıl görevi düzenlemedir. Bu nedenle “düzenleyici dizge” adını da bazıları uygun görmektedir. Ego insanoğlunun dış dünya ile uyum içerisinde yaşamasını sağlayan zihinsel işlevler bütünüdür. Yani gerçeklik kuralı egoda hakimdir (gerçeklik-reality- ilkesi).
Ego dış dünyanın gerçekleri ve iç dünyanın haz arayışı arasında dengeyi sağlayan araçtır. Bu dengenin sağlanması için ego bazı yetilerle donanmıştır.
Dürtülerin farkına varılması, algılanması (açlık, cinsellik)
Dış dünyadaki koşulların farkına varılması (yiyecek nerede, nasıl ulaşılır)
Dürtülerin üstbenliğin baskısıyla koşullara uyacak niteliğe getirilmesi (ekmek almak için para verilir, çalınmaz)
İstemli ve uyumcul davranışın eyleme geçirilmesi
Benliğin temel işlevi anlaşılacağı üzere dış dünyaya uyumdur. Türkçe’ye yerleşen egoist sözcüğünün bu nedenle yanlış kullanıldığı ileri sürülebilir. Burada anlaşılması gereken bir nokta da egonun Gerçeklik ilkesiyle çalıştığı, ama idin Haz ilkesiyle çalıştığıdır. Ego bu dengeyi sağlarken “savunma mekanizmaları” adı verilen bazı yöntemleri kullanır.
SÜPEREGO (Üstbenlik)
Zaman içerisinde egonun bir parçası toplumsallaşma ve değerlerle ilgili olarak evrimleşir. Bu evrimin sonucunda gelişen parçaya süperego (üstbenlik) adı verilir.
Çocuk doğduğunda ayıp, yasak, günah, başkalarının hakkı, saygı gibi kavramlara sahip değildir. Haz ilkesi yaşamını yönlendirir. Ancak biraz büyüyüp haz ilkesini devam ettirince anne ve baba tarafından sosyal olarak uygunsuz davranışlar gösterdiğinde cezalandırılır. Çocuk artık bir yaramazlık yaptığında anne-babasının davranışını duyup-görüp cezalandırılacağını düşünerek davranışından çekinir. Çocuk biraz daha büyünce anne-baba yanında olmasa bile otomatik olarak uygunsuz davranışı yapmaktan vazgeçer. Çünkü anne-baba artık onun dışında birileri değildir. Artık anne-baba içselleştirilmiş ve çocuğun zihninin bir parçası olmuştur. Nereye giderse gitsin anne-baba zihninin içerisinde onunla gelecektir. Yargılayıcı dizge dediğimiz superegonun insan yaşantısındaki belirtisi "suçluluk duygusu"dur.
Çocukluk döneminde gördüğümüz korku ve utanç duyguları ise superego gelişiminin belirtilerindendir. Superego bilinçdışı ve bilinç süreçleri beraberce barındırır. Vicdan, süperegonun bilinçli kısmında yer alır.
Superegonun (frenleyici, yasaklayıcı) ve idin (haz ilkesi) baskıları altında ego uygun çözüm yolları arar.