Anadilini Unutturup Başka Diller Konuşturan Hasar: Afazi

Bir kaza geçiriyorsunuz ve komaya giriyorsunuz. Uyanıyorsunuz ve o da ne? Söylediğiniz ilk cümleler anadilinize ait olmuyor. Devam ediyorsunuz, yine başka bir dil var ağzınızda. Anadilinizi unutmuşsunuz ve yabancı bir dili konuşuyorsunuz! Uydurma bir haber gibi, değil mi? Ancak öyle değil.

Beyinde travma, inme, tümör, enfeksiyon gibi hasara neden olan sıkıntılar dil yetisinde kayıplara ve aksaklıklara yol açabiliyor. Bu “afazi” olarak adlandırılıyor. Afazi - Vikipedi

Afazi, birçok alt başlığa ayrılıyor. Bunlardan biri de “ikidilli afazi” (bilingual aphasia) denilen, anadili ve sonradan öğrenilen dil olmak üzere iki dil bilen kişilerde ortaya çıkabilen bir dil kaybı sorunu.

Atlattığı 24 saatlik komadan sonra anadilini hatırlamayıp Almanca konuşmaya başlayan Hırvat bir kız ile ilgili haber:

Verilen bilgilere göre bu kız, okulda Almanca dersleri alıyormuş ve her gün Alman televizyon programlarını izlermiş; fakat geçirdiği kazanın öncesine kadar hiç akıcı Almanca konuşamazmış.

Seeker, bu konuyu McGill Üniversitesi’den nöro-dilbilimci Michel Paradis ile konuşmuş. Paradis bu tip vakaların daha önce de binlerce defa gözlendiğini dile getirmiş ve bunun şaşırtıcı olmadığını eklemiş.

Haberde ikidilli afaziyi işlemsel bellek (procedural memory) ile bildirimsel belleğin (declarative memory) farklarından bahsederek açıklamışlar. Şu şekilde yazmışlar:

Bebekler konuşmaya başladıklarında beyinleri “dile” yürümek, zıplamak ve diğer “motor yeteneklere” davrandığı gibi davranırlar. Bu yetenekler işlemsel hafıza diye adlandırılan bir alana aittir, bunları bilinçli olarak düşünmeden yaparız.

Yetişkinler veya nispeten yaşlı çocuklar yeni bir dil öğrendiklerinde bildirimsel bellek sorumluluğu eline alır. Dilin kuralları ve diğer unsurları coğrafya, tarih veya matematikmiş gibi öğrenilir. Dilde akıcılığın gelişim sürecinin başlamasının ardından yıllar sonra bu bilgilerin bazıları bilinçaltı işlemsel belleğe aktarılır. Ancak bildirimsel (veya bilinçli) bellek dile bir şekilde her daim tutunacaktır.

Beynin birçok bölgesi bu iki çeşit hafızayı çözümlemek için kesişir fakat yine de bu iki sistem genel anlamda birbirlerinden oldukça uzaktır. Bu durum da bölgesel lezyonların, tümörün veya travmatik bir hasarın bir dili silerken diğerine dokunmamasını mümkün kılar.

Aynı vaka ile ilgili bir başka haber:

Hafızasını kaybetmiş bir şekilde uyanıp sadece İsveççe konuşabilen 61 yaşındaki Amerikan ile ilgili bir haber:

Şu da anadilini unutup Çince konuşmaya başlayan bir Avustralyalı genç ile ilgili bir başka haber:

1 Beğeni

Bu haberlere şaşırmıyorum çünkü gayet mantıklı bir açıklaması var ancak bu haberleri okuyarak ruhların varlığına inanan insanlara gerçekten şaşırıyorum.

çok ilginç bir durum ?
bir insanın bu duruma gelebilmesi için mutlaka o dilden bir şeyler bilmesi gerekir
misal sürekli Çin filmi izliyorsa belki beyninin bir yerinde kalıyor olabilir

Evet :slight_smile:

Bu kişilerin tümü, beyin hasarı sonrası konuştukları dilleri orta seviyede öğrenmiş kişiler oluyor. Çoğu vakada okuldaki seçmeli dil dersinden o dili öğrenen fakat yeteri kadar konuşma pratiği yapmadıkları için hâlihazırda o dili zor konuşan, asla akıcı konuşamayan kişiler var. Gerçekten ilginç bir durum, kurmaca gibi olup gerçek olan şeylerden.

1 Beğeni

Düşüncelerimi belirteyim, her zamanki gibi kısmen bilimsel dayanağı yoktur.

Dilleri öğrenirken neyi ifade etmek istediğimize göre beynimizde fiziksel değişimler gerçekleşiyor ancak bunlar aynı noktada olmazsa bu mümkün. Mesela elma demek istediğimizde bir çok farklı noktada elma ile ilişkili bağlantılar var ve hasar alan bölgedeki verilere erişilemediğinde diğer hasarsız bölgedeki elma ile ilgili bilgi kullanılıyor. 10 dil bilse belki tek dilin olduğu bölge hasar alana kadar elmayı bir şekilde ifade edebileceğiz ancak 1 dil biliyorsak ve tam da o kısım hasar alıyorsa tamamen konuşamayabiliriz.

Bir dilin olduğu kısım yerine sadece o dili seçmemizi sağlayan kısım hasar alırsa yine o dili tamamen konuşamayabiliriz çünkü orayla ilişkisi kesilmiş oluyor. Köprülerin yıkılması gibi bir mantık kurdum.